NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
عَفَّانُ
حَدَّثَنَا
حَمَّادُ
بْنُ سَلَمَةَ
أَخْبَرَنَا حُمَيْدٌ
عَنْ بَكْرِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
ابْنِ عُمَرَ
وَأَيُّوبُ
عَنْ نَافِعٍ
عَنْ ابْنِ
عُمَرَ أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
صَلَّى الظُّهْرَ
وَالْعَصْرَ
وَالْمَغْرِبَ
وَالْعِشَاءَ
بِالْبَطْحَاءِ
ثُمَّ هَجَعَ
بِهَا
هَجْعَةً
ثُمَّ دَخَلَ
مَكَّةَ
وَكَانَ
ابْنُ عُمَرَ
يَفْعَلُهُ
Nâfi'in, İbn Ömer'den
rivayet ettiğine göre,
Nebi (Mina'dan Mekke'ye
dönerken) öğle, ikindi, akşam ve yatsıyı Batha'da kılmış (orada bir süre)
uyuduktan sonra Mekke'ye girmiştir. İbn Ömer de böyle yaparmış.
İzah:
Buhârî, hac; Zurkanî,
Şerhu'l-Muvatta, II, 258.
Batha, Mekke ile Minâ
arasındaki vadinin iki dağ arasında kalan genişçe bir sahasının adıdır. Burası
taşlı ve çakıllı bir yer olduğundan Muhassab ismini aldığı gibi Hasbe, Mahsab
ve Ebtah isimleriyle de anılır.
Bu hadis-i şerîf veda
tavafı yapmak üzere Minâ'dan Mekke'ye hareket eden hacıların Muhassab denilen
vadiye uğrayıp gecenin bir kısmını ya da tümünü orada geçirmelerinin sünnet
olduğunu söyleyen cumhur-ı ulemânın delilidir.